Sadeleşmek

Bizler düşünce, fikir üreten varlıklarız. İnsanların ürettiği düşüncelerin toplamı kollektif bilinci oluşturuyor. İşte senin bu kollektife olan katkın ne? Nasıl düşünceler üretiyorsun gün içinde, bu düşüncelerin farkında mısın?

Titreşimi daha yüksek düşüncelerle, fikirlerle dans etmenin yolu frekansını yükseltmek… Frekansını yükselttiğin zaman öyle düşük titreşimli düşünceler zihnine tutunamaz! Karar ver o zaman! Nasıl düşüncelerle dans etmek istiyorsun? İlham kanalına açılmak istiyor musun?

Sadeleşmek 💫

Öncelikle sana, gelişimine hizmet etmeyen ne varsa hayatından çıkar! Sadeleş! İnsan beyni sembollerle çalışır…Bunun için işe eşyalarından başlayabilirsin… Sadece gerçekten işine yarayan, kullandığın ya da varlığından keyif duyduğun nesneleri tut hayatında!

Sonrasında seni aşağı çeken, desteğini hissetmediğin, samimiyetsiz, kalpten olmayan insanları çıkar hayatından! En önemlisi de birlikte yaşadığın insan… Onunla niçin birliktesin? Prestij, para, başkası ne der, ne düşünür, toplum tarafından onaylanmak, çıkar ya da çocuklar için mi?, düzen bozulmasın diye mi? Konforsuz konfor alanı diyorlar buna…

Kendine şunu sor ‘O kişiyle bir adaya düşmek ister miyin?’ Dürüst ol ve bu soru üzerinde düşün, yaz! Yalnız kalmamak içinse, gün sonunda iki kişilik bir yalnızlık çıkıyor ortaya. Birbirinin özlerine yabancı, birbirini gerçekten tanımayan, birbirlerinin duygusal ihtiyaçlarına karşı duyarsız, gelişimine hizmet etmeyen sözde bir ilişki…

Var mısın her anlamda sadeleşmeye, bu hayatta cesaretle var olmaya? Kendin olmaya? Kabuklarını kırmaya? Yeniden doğmaya? Vizyonlarına, en yüksek potansiyeline doğru ilerlemeye?

Reklam

Hayallerini kovala!

Uzun süredir kabul edemediği bir gerçeği dün nihayetinde daha iyi anlamıştı, yolları çoktan ayrılmıştı aslında… O tüm içtenliğiyle hayallerini anlatmıştı ona, birlikte nasıl daha keyifli bir hayat yaratabileceklerinden heyecanla bahsetmişti. Meğer adam hiç oralarda değilmiş! İlgileniyormuş gibi yapmış bunca zaman! En sinir bozucu olan da kendince şaka yaptığını zannedip, dalga geçer modda konuşmasıymış! Hayellerini destelemeyecek insanlara kesinlikle hayallerinden bahsetmeyeceksin! Seni gitmek istediğin yoldan vazgeçirmeye çalışanlardan uzak duracaksın!

Sade minimalist, sürdürülebilir, doğayla dost bir yaşam istiyordu. Tan ise sistemin dayattığı alışılagelmiş bir yaşamdan yanaydı. Modern yaşamın insanı ev içinde iyice hareketsizleştirdiği, bilindik bir sistem…

Aynı vizyonu tabii ki istemek zorunda değillerdi, ama en azından açık olunabilirdi! Sade yaşadığı bu burukluğun üzerine youtube’u açtığında karşısına @yasabuhayati Tolga Yalçın çıktı. Bu kanal İstanbul’ dan göç edip Dalaman’ a yerleşmiş bir çiftin hikâyesini anlatıyordu. Videoda insanın hayallerini yaşamasından, ertelememesinden bahsediliyordu. Sanki sistem Sade’ye bir mesaj iletiyordu. Sonraki videoda ise Tolga Yalçın’ın Ahmet Çakır’ la olan sohbeti çıktı karşısına! @ahmetcakir Balıkesir Gönen’e bir arazi alıp yerleşmiş, 6-7 ay içerisinde tek başına kendi evini yapmış, bu sürede çadırda yaşamış ilham veren bir insandı. İnsana kendi gücünü hatırlatıyordu. Tüm bunlar tesadüf müydü? Tesadüflere inanmazdı ki! Sistem onunla konuşuyordu resmen! ‘Hayallerinden vazgeçme, inancını, hevesini kaybetme! Seni bu yolda desteklemeyecek insanlara da hayallerini anlatma!’ diyordu adeta! Videoyu izledikçe keyfi ve inancı artmıştı, böyle ilham veren insanların olması muhteşemdi! Kendine söz vermişti o an! Hayalleri gerçekleşmek üzere yola çıkmıştı bile!!!

Doğru Tepki

Doğru tepki 💫

Şu an herşey birden anlamını kaybetti tüm duygularım havada uçuşuyor, anlamsızlaşıyor gibi, biraz kızgınlık hissettim, sonra bu hisler yok olmaya başladı bile, anlamsızlaştı…

Olumlu hisler harika, olumsuzlar tukaka mı?? Hiç de değil! O hislerin de gelişimimize katkısı öyle çok ki! Biz neyi istiyoruz, sınırlarımız nelerdir? Bunların harika göstergesidir…

O günden beri kafamda @Zeynep Aksoy ‘ un söyledikleri yankılanıyordu. Önemli olan doğru tepkiyi verebilmek demişti.

Daha henüz bir Mevlana, Gandhi frekansına erişemedik, insan olma deneyiminden geçiyoruz. Bozuldun mu birilerine, söyleyeceksin, bilsin! Belki onun da bu insan olma deneyimine katkı sağlayacaksındır, rolün budur. Şu meşhur ben dilini kullanarak, olumsuz duygu düşüncelerimizi ifade etmemiz gayet de doğru bir tepki… Karşı taraf her türlü şeyi yapsın, yok ben mindfullness olacağım, açık, yargısız ve de arkadaşca olacağım demek herşeye amenna, artık hiç kızmadığın, hiçbir şeyden hoşlanmadığın ya da rahatsız olmadığın bir durum değildir!

İlişkinin canı, ana damarı geri bildirimdir…, ilişkiyi besler, güç kazandırır… Geribildirimin olmadığı yerde boşlukla konuşmak gibi bir duygu oluşur, söylediğin ya da yaptığın şey havada kalır…

Biri senin özenerek ve de zaman harcayarak hazırladığın şey için hiçbir geri bildirimde bulunmuyorsa, samimiyeti bi sorgularım ben… Geribildirimde bulunma nezaketi gösterilmiyorsa, o ilişkiye değer de verilmiyordur… Gerekeni yaptım ve doğru tepkiyi gösterdim… Ben dili kullanarak duygu ve düşüncelerimi karşı tarafa açıkça ifade ettim. Alttan almadım, yok saymadım bu durumu, ilişki ya biter, ya da güç kazanır göreceğiz….

%d blogcu bunu beğendi: