
Sevgi hissediyor musun? Peki hangi zamanlarda sevgi hissediyorsun? Bir bebeği, bir çocuğu gördüğünde mi?… bir kediyi, bir köpeği, belki bir çiçeği… ya da denizi… peki ya aynada kendini gördüğünde ne hissediyorsun? öylece geçip gidiyor musun?… bir selam veriyor musun kendine?… gülümsüyor musun?… yoksa eleştirip, dış görünümünü beğenmeyip, yargılıyor musun?… hiç gözlerinin içine derin derin baktın mı?… ne hissediyorsun?…
Kendine sevgi besleyebilmek çok önemli… kendini sevmek deyince narsisizmle karıştırılmamalı…
bana göre kendini sevmek, kendinle bağ kurabilmek demek… ruhunla, canınla, kalbinle, o yüksek benliğinle bağ kurabilmek demek… kendini tanımak, keşfetmek, özünde kim olduğunu hatırlamak… o içindeki müthiş potansiyellere uyanmak… kendinle barışık olmak demek… kendini tüm o yamukluklarınla, yaşanmışlıklarınla, tüm o hallerinle birlikte kabul etmek demek... kendine izin vermek demek… duygularına da izin verebilmek… hiçbir duyguya tukaka demeden, hiçbir duyguya tutunmadan onların gelip geçmelerine izin vermek demek…

kendini sevmek demek, kendinle dostça bir ilişki kurmak demek… sevgiye, saygıya, güvene, şefkate, zarafete ve kabule dayanan güzel bir ilişki kurmak demek… kalbinin arzusunu takip etmek, hayallerini gerçekleştirmek için yolda olmak demek… kalbindekini, aklındakini onaylanma kaygısına düşmeden zarifçe ifade edebilmek, ben böyle düşünüyorum diyebilmek demek… kalbinle hizalı olmadığın zaman zarif bir şekilde hayır diyebilmek… başkalarını memnun etmek adına kendinden vazgeçmemek demek… kabul görme, dışlanma kaygısıyla hiç olmadığın biri gibi davranmamak, o kalıplara girmemek demek… kendini sevmek, o özgünlüğünü ortaya çıkarabilmek demek… o yüzden kendini sevmek gerçek anlamda iyiliktir…
kendini sevmeyi, kendine dost, arkadaş olmayı seçmiş birinin tavrı da dışarıya karşı muhtemelen arkadaşça olacaktır… peki ya kendini sevmeyen, kabul etmeyen, yargılayan biri, kendi özünü, ışığını göremeyen biri, gerçek anlamda başka birini sevebilir mi?… dışarıya karşı tavrı nasıl olacaktır?… kabullenici, sahici mi yoksa yargılayıcı ve eleştirel mi?…
var mısın kendini sevmeye, aynalarla barışmaya, kendi yansımanı her gördüğünde kendine gülümsemeye?.. kendi gözlerinin içine derin derin bakabilmeye?…kendinle bağ kurmaya? kendi gözlerinin içine bakarak, şöyle seslice ‘seni sevmeyi, seni her halinle kabul etmeyi öğreniyorum, her geçen gün sana olan sevgim daha çok artıyor, sen benim için çok değerlisin‘ demeye, nasıl hissettiriyor??? Var mısın bu sevgi tohumlarını atmaya, zamanla yeşertmeye?… Kendini sevsen kim olurdun? nasıl hissederdin, neler yapardın?.. hangi alışkanlıklarını değiştirirdin?…
kendini sevmeyi öğrendikçe, kendini tanıyıp, keşfettikçe, kendinle olan bağın güçlendikçe, dış dünyadaki ilişkilerin de şifalanacaktır… hatırla dış dünya iç dünyanın yansımasıdır…
Not: Bu arada meditasyon yapmak, yazmak, hatta meditasyon sonrası yazmak kendinle bağ kurmak için muhteşem bir araçtır…
Bir sokak köpeği hiç bir sebep yokken yanıma gelip ayaklarımın dibine yattığında ya da kafasını dizime koyduğunda sevgiyi hissediyorum. Kendimi sevmemek, kendimden nefret etmemek değil ama bahsettiğiniz herşey için kendimi değil yaşamayı sevmeyi, yaşamaktan zevk almayı bilmeyi bu yüzden de kendini tanıman gerektiğini inanıyorum.
BeğenBeğen
Kendini tanıma yolculuğuna çıkmak da kendine değer vermek demek… yaşamdan keyif almak, sevdiğin şeyleri bulmak onları hayatına dahil etmek de kendini sevmek
BeğenBeğen