
İrade vazgeçmemek demek… inanmak… inandığın yolda yürümek… bazen hayatta kalmak için direnmek… bir işin devamını getirebilmek…
İrademizi en çok sarsan şey kurban gibi hissetmek… kurban gibi hissetsen de bu alanda fazla kalmamayı seçmek… gücünü hatırlamak…
İrade, yorulduğun zaman da vazgeçmemek, adanmışlıkla yoluna devam etmek… Zorluklar karşısında manevra yapabilmek… Belki de, neden vazgeçip neden vazgeçmeyeceğinin ayırdını yapabilmek…
Müthiş irade sahibi insanlar var, uygarlığa yön vermiş olan… Dostoyevski’ nin eserlerini mum ışığında yazmış olması… Mikelanjelo’ nun Sistina şapelini, iskelelerin üzerinde sırtüstü yatıp, yukarıya bakarak tam 4 yılda yapmış olması gibi… Antartika kaşifleri var, ya da Wendee Globe yarışları, dünyanın çevresinin tek başına bir yelkenli ile dolaşıldığı, dünyanın en zor yarışı…
Otopilotta, sıkıcı ve tembel hayatlar yaşamaktan çıkmak lazım… Farklı şeyleri merak etmek, araştırmak, okumak… Öğrenme tutkusu, insanı canlı kılan, iradeyi geliştiren en güzel araçlardan..
Birşeyleri sadece birileri yapıyor diye de yapmamak… kendi özünde olanı bulmak, yeteneğini bulmak… ne seni heyecanlandırıyor? Ona odaklanmak, o yolda yürümek… Anlamlı hayatlar yaşamak mühim olan…
