İçten içe ufak ufak söylenmelerimi farkediyorum ve de kızgınlıklarımı… ve bu kızgınlıkların dile gelmediğinde nasıl katlanarak büyüdüğünü ve o kişiyle arama koca bir set ördüğünü…ve enerjimin nasıl da yerle bir olduğunu…
10 gün süren bir küskünlükten sonra konuşmaya karar verdim. Karşı taraftan hiç bir adım yoktu. Peki, ben konuşacaktım, öfkeliydim kontrol edemeyebilirdim, umrumda değildi. Kavga etmek ya da tartışmak susmaktan, içe atmaktan iyidir, evet şık ya da ideal bir iletişim tarzı olmayabilir ama kendimi mükemmel olamadığım için yargılamayacağım. Biliyorum ki o içe atılan duygular dışa aktarılmazsa bir ur gibi büyüyebiliyor, ilişkindeki mesafe iyice artıyor, senin kalbin daha da soğuyor… Artık zihninin bir köşesinde hep bir kavga, seni meşgul ediyor, enerji kaynaklarını tüketiyor, sonra bir bakmışsın hiçbirşey yapmamışsın ama baya bi yorgunsun, zihinsel yorgunluk….
Olumsuz his ve düşüncelerini karşı tarafa aktarabilmek yani yüzleşmek cesaret ister… Yüzleşme ile karşı tarafa sınırlarını göstermiş olursun. Öyle istediği gibi elini kolunu sallaya sallaya senin alanına giremez! Hayır demiş, dur demiş olursun! Bu da sana güç ve özsaygı kazandırır. Karşı tarafı davranışlarında özene davet etmişsindir. Çok sevdiğim bir söz var “Başkalarının sana nasıl davranacağını, sen öğretirsin!”. Tüm bunlara rağmen kişi aynı davranışlara devam etmekte ısrar ediyorsa, yol ver gitsin! Bu kendi değerlilik çıtanı yükseltmektir, enerji kaçaklarına son vermektir. Enerjimiz gerçekten çok kıymetli, farkında olup nelerin enerjimizi düşürdüğünü görüp, bu durumları çözmek yüksek enerjiye ve daha keyifli bir yaşama giden yol…💫
😯
BeğenLiked by 1 kişi